1995 yılının Eylül ayında İLK ÇİZGİ çocukların dünyasına merhaba dedi. Bir sevgi öyküsü adını verdik, onlarla çıktığımız bu yolculuğa. Sevdikçe çoğaldık, çoğaldıkça daha da çok sevdik öykümüzü. Mezunlar verdik. Uğurladık onları geleceğin kollarına, yeni sevgi öyküleri yaşamak için. İLK ÇİZGİ çocukları sevgiyi, başarıyı tertemiz yüreklerini, kahkahalarını götürdüler yeni okullarına.

Onlar büyüdüler ama yüreklerimizdeki resimleri hep aynı. Dedik ya bir sevgi öyküsü diye. Dünyanın en güzel öyküsü idi bu. Kahramanları onların hayal ülkesinden değil bizleriz. Yaşananlar hiç gidemeyeceğimiz kralın sarayında, hiç göremeyeceğimiz anka kuşunun kanatlarında, hiç üzerine binip gezemeyeceğimiz sihirli halılarda ve hiç dokunamayacağımız Alaaddin'in sihirli lambasından çıkan devin bize getireceği dileklerimizde değil.

Bizler kendi masalımızı yazdık ve oynadık. Kötü biten sonlar hiç olmadı.
Çocukların dünyası kadar saf ve temizdi bütün satırları ve İLK ÇİZGİ çatısı altında hep öyle kalacak.